Aksiyon Reklam

Ankara Savaşı Gündemde

blank
Redaktor tarafından
09 Ekim, 2012 17:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Tıklanma Sayısı: 0
Yorum Sayısı: 0
Reklam

Ankara Savaşı, 610 yıl sonra 80 bilim adamının katılımıyla 1402 Ankara Savaşı Uluslararası Kongresi'nde masaya yatırıldı.

1402 yılında Ankara'nın Çubuk ilçesinde Yıldırım Bayezid ile Timur Han orduları arasında yaşanan Ankara Savaşı, 610 yıl sonra 80 bilim adamının katılımıyla 1402 Ankara Savaşı Uluslararası Kongresi'nde masaya yatırıldı.

Büyük Ankara Oteli'nde düzenlenen 1402 Ankara Savaşı Uluslararası Kongresi Tbmm Başkanı Cemil Çiçek, Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı eski Sağlık Bakanı ve Ankaralılar ve Ankara'yı Tanıtma Vakfı Başkanı Halil Şıvgın, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, bilim adamları ve öğrenciler katıldı.

SAVAŞ MEYDANINDA MÜZE KURULMASI TEKLİFİ

Savaş meydanında müze kurulması teklifini ortaya atan Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı eski Sağlık Bakanı Ankaralılar ve Ankara'yı Tanıtma Vakfı Başkanı Halil Şıvgın, "Özbekistan'da Timur büyük hakan, bizim için de büyük hakan. Yıldırım Bayezid de büyük hakan, ikisi de Türk hakanı. Biz Çubuklular, bu savaşın acısını sardık, ama yıllar geçmiş hala sarılmamış. Bu yarayı sarıp geleceğe ışık tutmak istiyoruz. Burası savaş meydanıymış ama buranın Türk dünyasının kardeşlik bahçesi olmasını istiyoruz. Burada bir müze kurulmasını, savaşı herkesin görmesini istiyoruz, burada Türk dünyasının güzel eserlerinin bulunmasını istiyoruz. Şuanda 80'e yakın bilim adamı bu savaşı bütün boyutlarıyla tartışacak" dedi.

"OSMANLI DEVLETİ 600 YIL SAVAŞLAR SAYESİNDE AYAKTA KALDI"

Osmanlı'nın kısa zamanda 3 kıtaya hakim olduğunu ve 600 yıl hakimiyetini sürdürdüğünü belirten Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü, "Osmanlı Devleti kuruluş dönemlerinde 16 büyük savaş yapmıştır, Ankara Savaşı da bunlardan birisidir. Yükseliş döneminde 28 kara, 16 deniz olmak üzere toplam 44 savaş yapmıştır. Duraklama döneminde 21 kara, 12 deniz olmak üzere 33 savaş yapmıştır. Gerileme döneminde 24 kara, 4 deniz olmak üzere 28 ve dağılma döneminde çok enteresan irili ufaklı 87 kara savaşı, 9 deniz savaşı olmak üzere 96 savaş yaptı. Osmanlı Devleti 600 yılda 200'den fazla savaş yaşadığını görüyoruz. Osmanlı Devleti eğer bu yeryüzünde 600 yıl ayakta kalabilmişse bu 200'den fazla savaş sayesinde ayakta kalmıştır" diye konuştu.

"BAYEZİD'İN MODERN ORDUSU YENİLDİ"

Yıldırım Bayezid'in Ankara Savaşı'nda yenilmesine rağmen Osmanlı İmparatorluğu'nun 500 yıl hakimiyet sürdüğünü belirten Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, "O günkü şartlarda dünyanın iki büyük gücü, iki büyük Türk hakanı, iki büyük ordu bugün bu toplantının yapıldığı yerde, Çubuk ovasında 610 yıl önce karşılaştı. Yıldırım Bayezid'ın modern ordusu savaşın sonunda yenildi. Savaşı Timur kazanmış olsa bile kurmuş olduğu imparatorluk daha 100 yıl olmadan dağılmıştı, Yıldırım Bayezid'in temellerini attığı Osmanlı İmparatorluğu 500 yıl cihan hakimiyetini sürdürdü" şeklinde konuştu.

MUHTEŞEM YÜZYIL DİZİSİ

Diziler sebebiyle yurtiçinde ve yurtdışında tarihe yönelik ilginin arttığını ifade eden Tbmm Başkanı Cemil Çiçek, "Son zamanlarda ülke olarak tarihe ilgimiz giderek artmaya başladı. Bunda televizyon dizilerinin çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Özellikle bizim tarihimize ilgi sadece Türkiye içerisinde değil, özellikle diziler sebebiyle yurtdışında çok büyük bir ilgi var. Katıldığım bir uluslararası toplantıda bir ülke Parlamento başkanı bana dedi ki, 'Biz Kanuni Sultan Süleyman'ı zaferden zafere koşan bir padişah olarak biliyorduk, saraydan hiç dışarıya çıkmıyor' dedi. O diziye göre söyledi. Bende dedim ki, 'Neticede bir filmdir, senaryodur, tarihle ne kadar örtüştüğü bir başka değerlendirme konusu.' Ama bir ilginin arttığı ortada, buna sevinmek lazım. Biz tarihimizi gerçekten belli zaferleri ile öğünen, işin hamaset ya da senaryolar itibariyle de magazin kısmıyla uğraşıyoruz. Esas öğrenmemiz gereken hususların maalesef üzerinde durmuyoruz" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE'NİN DÜŞMANLIĞI SINANMAMALI"

Çiçek, Türkiye'nin iyi niyetine güvenilmesi gerektiğini, düşmanlığının da sınanmaması gerektiğinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

"Bugün Türk Cumhuriyetleri, gerekse Ortadoğu, Afrika ve Avrupa ile işbirliği içindeyiz. Kalıcı işbirliği ve kültürel beraberliği oluşturmaya çalışıyoruz. Bu ortak tarih ve kültür bize büyük imkanlar ve fırsatlar sunmaktır. Avrupa Birliği üyeliği ise Türkiye'nin gelecek tasavvurudur, olsa da olur, olmasa da olur. Biz doğulu ve batılı, Asyalı ve Avrupalıyız. Büyük Atatürk'ün işaret ettiği gibi yurtta sulh, cihanda sulhtan yanayız. Barış bizim için erdemli ve kutsaldır. Bölgemizi demokrasinin ve özgürlüklerin hakim olduğu, barış ve istikrar odağı haline getirmenin gayreti içindeyiz. Fakat biliyoruz ki, burası sorunların odağında, Osmanlı'nın dağılmasının ardından bir türlü istikrarı ve huzuru bulamamış bölgedir. Bugün Ortadoğu toplumları demokrasiye geçiş sürecinin sancılarını yaşıyor. İnşallah arzu edilen olur. Bu geçiş sürecinin sorunsuz olması, bölgeyi daha fazla istikrarsızlaşmaması, can ve mal kaybına sebep olmaması temel arzumuzdur. Türkiye'nin kendisine yönelik tehditlere karşılık vereceği unutulmamalıdır. Türkiye'nin iyi niyetine güvenilmeli, fakat düşmanlığı da sınanmamalıdır. Bizim Ankara Savaşı'ndan çıkarttığımız derslerden birisi aynı dini ve inancı paylaştığımız Müslüman kardeşlerimizle iyi geçinmek, gerginlikten kaçınmaktır. Bu bölgede Müslüman kanı dökülmesi en fazla bizi üzmektedir, Suriye'de yaşanan sorunun biran evvel bitmesi de en büyük arzumuzdur."

"Ankara SAVAŞI'NIN 14 SAATTE YAPTIĞI TAHRİBATI 30 YILDIR YAPMAK İSTEYENLER VAR"

Anadolu'nun güçlülerin ayakta kaldığı bir coğrafya olduğunu belirten Cemil Çiçek, "Bu coğrafyada zayıfların yaşama şansı yoktur. Bu coğrafya zaman zaman doğudan, zaman zaman da kuzeyden ve çoğu kez de batıdan tehditlere maruz kalmış bir bölgedir. Yönelen bu tehditler her zaman içeriden kendisine işbirlikçiler aramış ve çoğu kez de bulmuştur. Bu yönüyle de mümbit bir arazidir.

Günümüzde de bu tehditler söz konusudur. Geçmişten farklı olarak günümüzdeki tehditler örtülü faaliyetler olarak yürütülmektedir. Milletin içine ekilen etnik, bölücü, mezhepçi tohumlar parçalayıcı etkiler yapmaktadır. Ankara Savaşı'nın 14 saatte yaptığı tahribatı 30 yıldır yapmak isteyen işbirlikçiler halen içimizde var. Osmanlı Devleti Ankara Savaşı'ndan 100 yıllık bir birikimini kaybederek çıktı. Osmanlı Devleti'nin günümüzdeki varisi olan Türkiye Cumhuriyeti 30 yıldır sürdürülen örtülü savaşla 100 yıllık birikimini yitirme tehdidi ile karşı karşıyadır. Türkiye geçmişten çıkarttığı derslerle bu tür sinsi planların hayata geçmesine fırsat vermeyecektir" şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türk dünyasının ortak vicdanı Ankara’da buluşuyor

blank
Redaktor tarafından
14 Aralık, 2025 16:42 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 15.12.2025 14:50
Okuma Süresi: 3dk
Tıklanma Sayısı: 12
Yorum Sayısı: 0
Reklam

Türk dünyasının tarihsel hafızasını, kültürel sürekliliğini ve millî kimlik bilincini taşıyan Türk dili, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü kapsamında Ankara’da düzenlenen yüksek düzeyli bir programla uluslararası gündeme taşınıyor.

Dünya Türk Dili Ailesi Günü’nde TÜRKSOY ve MHP’den Güçlü Dil Birliği Vurgusu Türk Dili: Ortak Kimliğin, Medeniyetin ve Stratejik Birliğin Temel Taşı

TÜRKSOY öncülüğünde ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin fikrî ve siyasi perspektifiyle şekillenen etkinlik, Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı değil; aynı zamanda bir medeniyet dili ve stratejik birlik unsuru olduğunu vurguluyor.

TÜRKSOY: Türk Dünyasında Kültürel Birliğin Kurumsal Temsilcisi

Türk dünyası ülkeleri arasında kültürel iş birliğinin en güçlü kurumsal yapılarından biri olan TÜRKSOY’un ev sahipliğinde gerçekleştirilecek program, Türk dilinin ortak gelecek inşasındaki merkezi rolünü ele alacak. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev’in yapacağı değerlendirmelerin, Türk dünyasında dil temelli bütünleşmenin kurumsal derinliğini ve sürekliliğini ortaya koyması bekleniyor.

Akademik Perspektiften Türk Dili ve Medeniyet Bilinci

Programın akademik boyutunda, Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Türkçenin tarih boyunca devlet kuran, kültür inşa eden ve millet bilinci oluşturan yönünü ele alacak. UNESCO Eğitim Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Ali Yakıcı ise Türk dilinin korunması, geliştirilmesi ve küresel ölçekte görünürlüğünün artırılmasına yönelik bilimsel ve evrensel yaklaşımları değerlendirecek. İsmail Gaspıralı Dış Politika Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Esma Özdaşlı’nın konuşması ise Türk dünyasında dil birliğinin kültürel diplomasi, dış politika ve çok boyutlu iş birliği açısından taşıdığı stratejik önemi akademik bir çerçevede ele alacak.

MHP Perspektifi: Türkçe Millî Kimliğin ve Devlet Aklının Taşıyıcısıdır

Etkinliğin siyasi boyutunu temsil eden TBMM MHP Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Filiz Kılıç’ın, Türkçenin Türk milletinin varlık bilincini taşıyan temel unsur olduğuna vurgu yapması bekleniyor. Prof. Dr. Kılıç’ın değerlendirmeleri, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk dili, Türk kültürü ve Türk dünyası merkezli devlet anlayışını güçlü bir şekilde yansıtacak.

Ankara’dan Yükselen Mesaj: Türk Dili Geleceğin Birlik Zeminidir

Dünya Türk Dili Ailesi Günü kapsamında düzenlenen bu uluslararası nitelikli program, Türkçülük düşüncesinin temel ayaklarından biri olan dil birliğini pekiştirmeyi, ortak kültürel hafızayı diri tutmayı ve Türk dilini gelecek kuşaklara güçlü bir miras olarak aktarmayı amaçlıyor. Ankara’dan yükselen bu ortak sesin, Türk dünyasında yeni bir kültürel ve fikrî sinerji oluşturması bekleniyor. The Shared Conscience of the Turkic World Meets in Ankara: Strong Emphasis on Linguistic Unity by TURKSOY and the MHP on World Turkic Language Family Day

The Turkic Language: The Foundation of Shared Identity, Civilization, and Strategic Unity

The Turkic language, which embodies the historical memory, cultural continuity, and national identity of the Turkic world, is being brought to the international agenda through a high-level event held in Ankara on the occasion of World Turkic Language Family Day on December 15. Organized under the leadership of TURKSOY and shaped by the intellectual and political perspective of the Nationalist Movement Party (MHP), the event emphasizes that the Turkic language is not merely a means of communication, but a civilizational language and a strategic pillar of unity.

TURKSOY: The Institutional Representative of Cultural Unity in the Turkic World

Hosted by TURKSOY, one of the strongest institutional frameworks for cultural cooperation among Turkic states, the program will address the central role of the Turkic language in building a shared future. The assessments to be delivered by TURKSOY Secretary General Sultan Raev are expected to highlight the institutional depth and continuity of language-based integration across the Turkic world.

The Turkic Language and Civilizational Consciousness from an Academic Perspective

Within the academic dimension of the program, Prof. Dr. Ruhi Ersoy, President of the Ahmed Javad Institute, will address the role of the Turkic language as a historical force that has built states, shaped cultures, and formed national consciousness. Prof. Dr. Ali Yakıcı, a Member of the UNESCO Education Commission, will evaluate scientific and universal approaches aimed at preserving, developing, and enhancing the global visibility of the Turkic language. Assoc. Prof. Dr. Esma Özdaşlı, President of the Ismail Gaspıralı Institute for Foreign Policy, will examine the strategic significance of linguistic unity in the Turkic world in terms of cultural diplomacy, foreign policy, and multidimensional cooperation from an academic standpoint.

The MHP Perspective: The Turkic Language as the Carrier of National Identity and State Wisdom

Representing the political dimension of the event, Prof. Dr. Filiz Kılıç, Deputy Group Chair of the MHP in the Turkish Grand National Assembly and Member of Parliament for Nevşehir, is expected to emphasize that the Turkic language is the fundamental element carrying the existential consciousness of the Turkish nation. Her evaluations will strongly reflect the MHP’s state-centered approach to the Turkic language, culture, and the broader Turkic world.

A Message Rising from Ankara: The Turkic Language as the Ground of Future Unity

This international program organized on the occasion of World Turkic Language Family Day aims to strengthen linguistic unity—one of the core pillars of Turkism—revitalize shared cultural memory, and transmit the Turkic language to future generations as a powerful legacy. The collective voice rising from Ankara is expected to generate a new wave of cultural and intellectual synergy across the Turkic world. Aşağıda talebiniz doğrultusunda uluslararası internet basınına uygun, TDK’ya uygun, özgün, intihal riski taşımayan, Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki dilli, haber imzası net ve kurumsal biçimde düzenlenmiş haber imza bölümü yer almaktadır:   Haber ve - and News: Yalçın ÇELİK Technical Teacher  Senior Mechatronics Engineer   Journalist – Writer
Bizi sosyal medyadan takip edin
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.